Gaziantep deyince beynimde istemsizce Antep’in Hamamları şarkısı çalmaya başlıyor. Öyle güzel öyle sıcak kanlı bir şehir ki hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Hele ki yemekleri işin içine girince kilo almak kaçınılmaz oluyor tabi. Ufak bir göbek ile ayrılmıştım şehirden 🙂
Bir gün ufak bir sırt çantasını yüklendim ve ev arkadaşıma dedim ki ben gidiyorum. 🙂 Tabi kız alışkın değil böyle şeylere. Nereye, nasıl derken ben çoktan otobüsün yolunu tutmuştum. Ufak bir Güneydoğu Anadolu turu yapmak vardı aklımda ve ilk durağım da Gazintep’ti.
Antep’e indiğim sabah sıcacık bir hava karşıladı beni. Hemen fıtı fıtı gezmelere başladım.İlk işim Beyran çorbası içmek oldu. Sabah sabah içilir mi demeyin 🙂 Şiddetle tavsiye edilir.
Gezi turuma başlamadan önce nerede ne yenir onun bilgisini vereyim öncelikle. Tüm mutfakları kısa süre içerisinde tadımlamak mümkün değil. O kadar geniş yemek kültürleri var ki birini yeseniz aklınızda diğeri kalıyor.
-
Beyran Çorbası, Metanet Lokantasında ilk öğünüm bu çorbaydı.
-
Katmer, Zekeriya Usta yılların tecrübesiyle mükemmel bir damak tadı sunuyor.
-
Ciğer ve Kebap, her köşe başında bulabileceğiz lokantalar mevcut
-
Tahmis Kahvesi, yorgunluğunuzu giderecek közde okkalı bir kahve içmek için doğru adres
-
Tabi ki de Baklava 🙂
GAZİANTEP’TE NERELERE GİTMELİYİZ?
Gaziantep’te birçok turistik nokta şehir merkezine toplanmış konumda. Bu yüzden yürüyerek her noktaya ulaşım sağlayabilirsiniz. Daracık sokaklarda gezerken eski yapı evleri görecek, damlarda bahçelerde kurutulmuş sebzelere, yünlere şahit olacaksınız.
Turumuza başlamadan önce Gaziantep Hamamları Müzesinin listenize eklemeniz gerektiği anekdotunu paylaşmalıyım sizinle. Yazımın sonunda da galeriye göz atmayı unutmazsınız değil mi? 🙂
-
Gaziantep Kalesi ve Kahramanlık Müzesi
Kalenin hangi medeniyetler tarafından yapıldığına dair bir bilgi bulunmamakla beraber bir zamanlar çevresinin akarsu ile çevreli olduğu ve köprü ile ulaşım sağlandığı öngörülmektedir. Şehrin her noktasından görünen heybetli kale yaz-kış ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. Kalenin içi Gaziantep Halkının Kurtuluş Savaşında göstermiş olduğu kahramanlığı ele alan panoramik müze bulunmaktadır. Kalenin içini gezerken aynı zamanda kronolojik sıralama ile tarihi öğrenebilir heykel ve büstleri inceleyebilirsiniz.
Kalenin üstüne çıktığınızda ise şehir tüm ihtişamıyla karşınızda durmaktadır. Belirlenmiş yürüyüş yolunu takip ettiğinizde kale odalarını ve hamamlarını görebilirsiniz.
-
Bakırcılar Çarşısı
Adını yapılan zanaattan alan Gaziantep’in en ünlü çarşısıdır. El işçiliği ile ünlü bu çarşıda bakır eşyaların yanı sıra deri ayakkabı, tespih, takı, çeyiz gibi bir çok hediyelik eşya bulabilirsiniz. Dar sokakları, karşılıklı ahşap dükkanları ile sıcacık bir hava sunmakta ziyaretçilerine. Dükkanlardan duyacağınız bakır işleme sesleri sizi farklı bir dünyaya sürüklemektedir.
-
Zincirli Bedesten
Hediyelik eşya, baharat, cevizli sucuk, muska tatlısı ve daha bir çok şey bulabileceğiniz bir kapalı çarşıdır Zincirli Bedesten. Turistik olmasının yanı sıra halk baharat, sebze gibi ihtiyaçlarını buradan satın almaktadır. Cevizli sucuk ve muska tatlıyı ilk burada yemiştim ve hala birileri bu tarafa geldiğinde sipariş ederim. Yemeden dönmeyin 🙂
-
Atatürk Anı Müzesi ve Geleneksel Antep Evi
Fransız işgalinden kurtuluşunun ardından Gaziantep’e gelen Atatürk, Selanik doğumlu olmasına rağmen Gaziantep Bey Mahallesi nüfusuna kaydedilmiştir ve Mustafa Kemal Atatürk’e fahri hemşerilik verilmiştir. Gaziantep’in, Atatürk’e bağlılığını göstermek amacıyla Atatürk Anı Evi inşa edilmiştir. Geleneksel yapısı hiç bozulmayan Bey Mahallesinde dönemin eşyaları ve kitapları ile Gaziantep’in tarihine tanıklık edebilir, Atatürk’ün kullanmış olduğu karyola, sedir, kahve takımlarını inceleyebilirsiniz.
-
Oyuncak Müzesi
Bey Mahallesinde bulunan her yaştan ziyaretçinin ilgisini çekebilecek bir müze daha. Eski Antep Evlerinden birinde sergilenen oyuncaklar 17. yüzyıldan günümüze kadar olan değişimi çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. 600 den fazla el yapımı oyuncaklar masalımsı bir atmosfer ile ziyaretçilerini kucaklamaktadır.
-
Zeugma Mozaik Müzesi
Zeugma Antik Kentinden çıkarılan mozaik ve heykellerin sergilendiği dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri olan bu bina oldukça büyük olup tarihe ışık tutmaktadır. Binlerce parçadan oluşan mozaikler büyük ilgi görmekle beraber ünlü Çingene Kızı mozaiği burada yer almaktadır. Büyük bir ilgiyle incelediğim yerlerden biri olmakla beraber her bir mozaik tarihçesi beni kendine hayran bırakmıştı.
Çingene Kızı Mozaği, Belkıs Harabelerinin kurtarılması sırasında bulunmuştur. Parçaları yurtdışına kaçırılan mozaik çeşitli müzakereler doğrultusunda tekrar Türkiye’ye getirilmiş ve Gaziantep’in simgesi haline gelmiştir. Saç örgüleri ve renkli bağları nedeniyle Çingene Kız adı verilmiş olsa da figürün yer tanrıçası ve tanrıların anası Gala veya Büyük İskender olduğuna dair görüşler mevcuttur.
-
Rumkale
Malesef benim gidemediğim ancak kesinlikle listenize eklemeniz gereken bir rota. Roma ve eskiçağdan kalma eserler, hendekler, manastırlar bulunduran bölge, hristiyanlığın yayılımı için önemli noktalardan biridir. Malesef Birecik Barajının yapılmasıyla beraber çevre köyler sular altında kalmış ve Rumkaleye ulaşım tamamen kesilmiştir.
Şanlıurfa’ya bağlı sular altında kalan Halfeti’den ufak bir tekne turu ile bu köyleri ve Rumkale’yi yakından görebiliyorsunuz. Gitmemiş olmama rağmen tekne turunun benim için oldukça hüzünlü olacağını tahmin eder gibiyim. Düşünsenize yaşam dolu evler köyler sular altında…
Konaklama için birçok otel, pansiyon, han bulunmakta. Eski taş evlerde konaklayarak Gaziantep’in tarihini duygularınızla harman edebilirsiniz. “Betty sen nerede kaldın?” diye soracak olursanız benim tercihim öğretmenevi oldu bu gezide.
